Close
‘Öğretmen olacakken infaz koruma memuru oluyor’

‘Öğretmen olacakken infaz koruma memuru oluyor’

Son yıllarda cezaevlerinde kapasitesinin çok üstünde mahkûm tutuluyor. Buna paralel infaz koruma memurlarının sayısı arttı. Avukat Gülizar Tuncer, “Bu kişiler genellikle yüksek okul ve özellikle Eğitim Fakülteleri mezunu” diye anlatıyor.

Filiz Gazi

2011 yılında, Hayata Dönüş Operasyonu’nun Ümraniye Cezaevi davasının görüldüğü bir duruşmada 14 Mart 2001 tarihli Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı’na yazılan bir dilekçe ortaya çıkarıldı.

Dilekçe, yedi yıldır infaz ve koruma memuru olarak Ümraniye E Tipi Cezaevi’nde çalışan Hayata Dönüş Operasyonu’nda görev alan Yıldız Ercan’ın istifa mektubuydu.

 

Yıldız Ercan’ın istifa mektubu/ Bianet arşivi

Yıldız Ercan’ın istifa gerekçelerini yazdığı dilekçede şunlar yazıyordu:

“1995 yılında göreve başladığımdan bugüne kadar cezaevlerinde özellikle siyasi tutuklu ve hükümlüler üzerinde oynanan oyunlara, işkence ve katliamlara tanık oldum. Bunları ifade edememekten dolayı insanlığımdan utandım. Özellikle 2000 yılında F tipi cezaevi uygulamalarının hayata geçirilmek istenmesiyle yapılan operasyonlar, devletin en kanlı, vahşi ve katliamcı yüzünü ortaya koymuştur. Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Yargı Adalet Komisyonu bünyesinde çalışan bir personel olarak ben ne bu katliamlara göz yumarak sizlerle ortak olmak istiyorum ne de bütün tepkilere rağmen zorla hayata geçirilen F tipi cezaevlerinin (tabutlukların) bir parçası olmak istiyorum.”

Ümit Özdağ: Bazılarının mezun olduğu bölümler, beni şaşırtacak kadar da iyi

Son açıklanan verilere göre Türkiye’de, toplam 299.924 kapasiteli 396 hapishanede  409.617 mahpus tutuluyor. Bu aynı zamanda çok fazla infaz koruma memuruna ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

Yakın zamanda Sözcü TV’de İpek Özbey’in sunduğu bir programda Ümit Özdağ şunları kaydetmişti:

“Silivri suçlular için iyi bir cezaevi. Çalışan kadrolar çok profesyonel. İnfaz memurlarının hemen hemen hepsi üniversite mezunu. Bazılarının mezun olduğu bölümler, sorduğum kadarıyla beni şaşırtacak kadar da iyi. Müdür yardımcıları, müdür namuslu bürokratlar, bunu anlıyorsunuz.”

Ütopik bir umut ama gönül ister ki, cezaevlerine ihtiyaç duyulmayan bir toplum inşa edilebilsin ki ‘iyi cezaevi’, ‘kötü cezaevi’ gibi oksimoron tınılı açıklamalara ihtiyaç duyulmasın.

En son sayı: Güvenlik ve gözetim personeli sayısı 68.196.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün sayfasında yer alan bilgilere göre, infaz ve koruma memuru olma şartlarında özel olarak herhangi bir bölümden mezun olmanıza gerek olmadığı yazılıyor.

KPSS’den en az 70 puan alan herkes bu kadrolara başvuru yapabiliyor. Erkeklerde 170 cm. kadınlarda 160 cm.’den kısa boylu olmamak ise fiziki şartlar arasında.

Adalet Bakanlığı’nın sitesine göre güvenlik ve gözetim personeli sayısı 68.196. Yönetici personel, teknik personel ve diğer personel birimleriyle birlikte toplam sayı 84.648.

Haber için görüştüğüm avukatlar, cezaevleri adları vererek örneklerle anlattılar. Söz konusu cezaevinde çalışan infaz koruma memurlarının işleriyle ilgili sorun olmaması için adları almadım.

Tuncer: ‘Bir kısmı hukuk okuyor, dışardan başka bölümleri bitirmeye çalışanlar var’

Avukat Gülizar Tuncer, F Tipi Cezaevlerinde, Silivri, Sincan gibi kampüs niteliğinde, on binlerce insanın kaldığı kompleks cezaevlerinde görev yapan infaz koruma memurlarının genellikle yüksek okul ve özellikle Eğitim Fakülteleri mezunu olan kişiler olduğunu belirtiyor.

Tuncer, sözlerine şöyle devam ediyor:

Yıllarca tayin bekliyorlar, dolayısıyla iş bulamadıkları için infaz koruma memurluğu zorunlu bir tercih oluyor. Tutuklu ve hükümlüler gibi olmasa bile kısmen cezaevine mahkûm durumda oluyorlar. Çünkü vakitlerinin büyük bölümü orada geçiyor. Ders çalışırken gördüklerimiz var, bir kısmı Yüksek Lisans yapıyor. Bir kısmı Hukuk okuyor, dışardan başka bölümleri bitirmeye çalışanlar var.”

ChatGPT ile çizilmiştir.

Tuncer, mesleğini seven görevlilere de denk geldiklerini ancak çoğunluğun orada olmaktan rahatsız olduğunu gözlemlediklerini ifade ediyor.

“İnsanlar öğretmen olacakken, üniversiteyi bunun için okumuşken infaz koruma memuru olmak zorunda kalıyor. Bakıldığında büyük bir sorun.”

‘Rastgele seçimler yapmak durumunda kalınıyor olabilir’

Tuncer, özellikle F tipi hapishaneler açıldığında personellerle ilgili ciddi problemler yaşandığına dikkat çekiyor. Geçmiş dönemlerde personel alımında kadrolaşmanın olabildiğini şimdilerde ise kapasitenin çok üstünde artan mahpus sayısı ve buna paralel cezaevi çalışanı olduğuna vurgu yapıyor:

O dönem resmî ideolojiye yakın olan insanların personel olarak seçilme durumları vardı. Sonraki yıllarda mahpus sayısı artmaya başladı. Şu an 400 binin üzerinde mahkûm var. Kapasite fazlası olduğu için sınırlar zorlanmış durumda. Çok fazla infaz koruma memuruna ihtiyaç var. Devlet kendi ideolojik yönelimine uygun bir kadrolaşma yaratmaya yönelse bile bunu sağlayamayabilir. O zaman rastgele seçimler yapmak durumunda kalabiliyorlar.”

Sönmez: ‘Çoğu mahkûm gardiyanların kibarlığına şaşırır’

Çağdaş Hukukçular üyesi Avukat Seyit Sönmez ise çoğu müvekkilinin infaz koruma memurlarının kibarlığını gördükten sonra şaşırdığını ifade ediyor.

20 yıllık avukatım. Hiçbir infaz koruma memurundan rahatsızlık duymadım. Olumsuz hareketleri olmadı. Müvekkillerimle ilk görüşmemde ilk sorum bunu sormak olur. Aranırken, çıkarken neler yaşadıklarını sorarım. Hepsi de iyi olduklarını söylerler. Çoğu da cezaevlerindeki gardiyanların kibarlığına şaşırırlar.”

Sönmez, yakın zamanda yaşadığı bir anıyı da paylaşıyor:

Silivri’de, beklemelerde boş durmak istemediğim için yanıma kitap almak istedim. Görevli, ‘yasak, içerdeyken okuyamazsınız’ dedi. Kanuncu, kurallardan hiç sapmayan bir görevliydi. Sonra görevden alındı mesela. Baktığın zaman idealistti. Son karşılaşmamızda kısa sohbetimiz oldu, benim gibiler yaranamıyor diye sitemini paylaştı. Aslında karakterini beğenmiştim, öyle söyleyeyim. Özellikle Trakya bölgesinde görev yapan, Trakyalı olanların tamamı cana yakındır, hoş muhabbetlidir.”

Avukat Sönmez’de Gülizar Tuncel gibi “Genelde birçoğunu sınava hazırlanırken görürsün” diyor.

Kavak: ‘Arada kalıyorlar diyebilirim’

Çağdaş Hukukçular üyesi Avukat Yağmur Kavak, sık sık Silivri’ye, Çorlu’ya, zaman zaman Edirne ve Tekirdağ’daki cezaevlerine ziyarette bulunuyor. Genel gözlemlerini sorduğumda şunları anlatıyor:

Ben bir avukat olarak infaz koruma memurları tarafından ihlal ve sıkıntıya maruz kalmadım. Hatta (…)’daki infaz koruma memurlarının bizlere zorluk çıkarmadığını da söyleyebilirim. Müvekkillere de kötü bir tavırla genel olarak karşılaşmadım. Hatta şunu da söyleyebilirim, bu insanların siyasi saikle tutulduklarını farkındalar. Fakat, bir kısım tutsakların özellikle 9 No’lu da baskılara maruz kaldığını biliyoruz.

Kelimelerimi doğru seçmeye çalışıyorum. Bu kadar hukuksuzluğun olduğu bir dönemde her şey güllük gülistanlık diyemem. Arada kalıyorlar diyebilirim. Hapishane müdürleri bile kendi fikirleriyle orada değiller. Mesela, Jandarma bir sabah geliyor, biz bu kişiyi buradan götüreceğiz diyor. ‘Yazı burada’ deniliyor. Müvekkilin orada bir düzeni var, gitmek istemiyor mesela. Böyle durumlarda arada kalındığını görüyoruz.

Mavi klasörler vardır. Çorlu’daki Yüksek Güvenlikli Hapishane’ye içinde demir olduğu için geçen almadılar. Dosyaları teker teker çıkarttım. Bunu başka yerde yaşamamıştım. Gardiyan diyor ki, talimat böyle. Oralarda sıkıntılar yaşıyoruz.”

‘KPSS’ye hazırlananlar olduğunu görüyoruz’

Avukat Kavak da görevlilerin ders çalıştığını paylaşıyor:

“Çoğu ekonomik sebeplerle hapishanede çalışıyor. Birçoğu öğretmenlik okumuş. KPSS’ye hazırlananlar görüyoruz, yanlarında kitaplar, kalemler var.”

Kavak’ın bir cezaevi müdürüyle yaşadığı bir anısı ise şöyle:

Çok yağlı, sebzesi pişmemiş, tatsız tuzsuz yemekler için müdürle konuşmuştuk. ‘Biz de onlarla aynı yemekleri yiyoruz’ demişti. Eğer doğruysa fecaat. İnsan hakları bağlamında söylemiyorum, düşman hukuku mantığına göre düşünürsek, mahpusa kötü yemek verirsin. Ama devlet aklıyla düşününce kendi namına çalışana bunu yapmazsın. Yemekler kötü, çoğu müvekkil tutuklandığında bir hafta yemek yiyemiyor.”

‘Örneğin Silivri’ye en yakın yerler Beylikdüzü, Küçükçekmece’

Kavak’ın bir diğer dikkat çektiği konu, hapishanelerin şehir dışlarında olmasına ilişkin:

Tekirdağ, Silivri, Edirne, Bolu… Burada cezaevleri şehrin dışında. Silivri’deysen en yakın yer Beylikdüzü ya da Küçükçekmece. Beylikdüzü ile Silivri arası 45- 50 km. Servis var mı bilmiyorum ama gardiyanları genelde sivil araçlarıyla giderken görüyoruz. Bu insanların çocukları da o bölgelere yakın yerleşim yerlerine taşınmak zorunda kalıyor.”

Çoğu konuştuğum avukatın ortak gözlemi, infaz koruma memurlarının zorunluluktan dolayı bu mesleğin içinde oldukları.

Özlük haklarına, maaşlarına baktığımda ise yine pek iç açıcı tabloyla karşılaşmadım.

İnfaz koruma memurlarının maaşları kıdeme göre, deneyim süresi ve işin kapsamına göre değişiyor. Kariyer.net kullanıcılarının anket doldurarak paylaştığı maaş verilerine göre, Baş İnfaz Memuru maaşı aylık ortalama 44.100 TL seviyesinde. Paylaşılan en düşük Baş İnfaz Memuru maaşı 35.300 TL iken, en yüksek ise 63.000 TL. Ek olarak maaşlar standart cezaevleri ve yüksek güvenlikli cezaevlerinde değişiyor.

 

 

 

Close