Geçen hafta turizm sektöründe hafta tatili uygulaması kaldırıldı. Aşçı Serhat Avşaroğlu turizm işçiliğini “4-12 vardiyasında çalışıyordum. Geldiğimde 8- 4 shiftinde çalışan arkadaşların aşırı yorgun olduğunu gördüm. Ne oldu dediğimde ‘Kapının önünde yere izmarit atan birkaç arkadaş oldu, Müdür Bey bizim molalarımızı kaldırdı. 8 saattir hiç mola yapmadık’ dediler” sözleriyle anlattı.
Filiz Gazi
Turizm işçileri, tarım işçileri gibi mevsimlik işçilerden sayılabilir. Cezbedici, fazla ışıklı tatil yerlerinin arka tezgahında çalışanların şartları ise vitrinde gözükenin aksine neşeli değil.
Yakın tarihte turizm işçileri üzerine düşünmeye sevk eden olay Bolu’daki hotel yangını oldu.
Bolu Grand Kartal Otel yangınında ölen 78 kişiden biri Erciyes Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi olan aşçı Eslem Uyanık, diğeri ise Gastronomi bölümünden yeni mezun olan ve henüz bir ay önce işe başlayan Esra Nazik’di.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) Haziran 2024 verilerine göre ülkede turizm sektöründe kayıtlı 1,5 milyon çalışan bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ise çalışanların sayısı 1.3 milyon kişi. Konuştuğum konunun uzmanı kişiler, sendika yetkilileri ise kayıt dışı, sigortasız çalışan sayısının 3 milyon olduğunu ve yıllar içinde en örgütsüz, dağınık ve kölelik şartlarında çalışan işçilerin turizm işçileri olduğunu söyledi.
Konuyla ilgili baştan fikir vermek için hatırlatmakta fayda var. Ülkenin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ETS Tur ile birlikte Maxx Royal (Antalya Kemer, Belek, Bodrum) Voyage, Caja By Maxx Royal, Bodrum Hilton Türkbükü otellerinin de sahibi.

TBMM’de çarşamba gecesi kabul edilen kanunla turizm sektöründe hafta tatili uygulaması kaldırıldı. İşçiler, 6 + 1 kuralına göre yani 6 gün çalışıp 7’nci gün hafta tatili yaparken, Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm işletme belgesi almış konaklama tesislerinde çalışan işçiler 10 +1 kuralına göre haftalık iznini kullanabilecekler.
Yani, turizm sektöründeki işçi 10 gün aralıksız çalıştırılabilecek ve 11’inci gün haftalık izinlerini kullanabilecek.
Turizm sektörü, sendikalaşma oranları bakımından en kötü ikinci sektör. Birinci inşaat iş kolu. Devrimci Turizm İşçileri Sendikası (Dev Turizm-İş) sayfasında yer alan bilgilere göre turizmde çalışan her 1000 işçiden sadece 36’sı sendika üyesi.
Hatta öyle ki Dev Turizm-İş sayfasında işçilere “Sendikayı duymayan arkadaşlara ‘Namazda gözü olanın, ezanda kulağı olur’ sözünü hatırlatalım” diye sesleniliyor.
Bugün Türkiye’de turizm kolunda Türk-İş’e bağlı TOLEYİS, Hak-İş’e bağlı OLEYİS ve DİSK’e bağlı Devrimci Turizm İşçileri Sendikaları var. Ayrıca kuruluş konfederasyon üyesi olmayan 9 sendika daha var.
TURGAY ÖZDEMİR: DAHA FAZLA KÂR HIRSI İÇİN İŞÇİ HAKLARINA SALDIRILIYOR

Dev Turizm-İş Genel Başkan Turgay Özdemir, 10 +1 kuralını “Bu sömürünün ötesinde kölelik koşullarının dayatıldığı bir yasa” diye anlatıyor.
“İnsanın insana hizmet ettiği, yüzde yüz emek gücüne dayalı bir iş kolundayız. Herkes tatil yaparken, eğlenirken insanların bütün ihtiyaçlarını karşılayanlar bizleriz. 12 Eylül öncesinde sendikal oranın en yüksek olduğu iş koluydu. Bugün turizm bölgelerinde örgütlenebilmek imkânsız denecek kadar zor. Bizim iş kolu barajımız 10 bin, yüzde 1 baraj. Şu an bu sektörde; sigortasız, kayıt dışı çalışan 3 milyon üzerinde insan var. Kayıt dışı çalışmaya göz yumuluyor.”
Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, mayıs ayında yaptığı açıklamada “2025 yılında bizim beklentimiz 65 milyon turist ağırlamak, 64 milyar dolar da girdi sağlamaktır” demişti.
Özdemir, hemen her yıl turizm beklentilerinin açıklandığını, diğer yandan insanların daha ucuz bölgelere gittiğini ve sonunda daha fazla kâr hırsı için işçi haklarına saldırıldığının altını çiziyor.
“Gerçekten insanlık dışı çalışma koşulları var. Fazla mesai, mesailerin ödenmemesi, hasta oldukları dönemler için rapor dönemlerinin dahi kısıtlanması gibi. Türkiye’nin en büyük hotellerine sahip kişi Turizm Bakanı. Yani bir patron bu işin başında ve tamamen patronların düşünüldüğü ve ona göre planlandığı bir yasa.”
TURİZM İŞÇİSİ: İŞ GÖRÜŞMESİNDE ‘MAAŞ VERMİYORUM, BAHŞİŞTEN NE TOPLARSANIZ’ DENİLDİ
18 yıldır turizm sektöründe çalışan, 40 yaşındaki bir turizm işçisi ise sözlerine “Daha bu yaşta yıprandım” diye başlıyor.
“En baş sorun ödeme yapılmaması, sigorta yapılmaması, bayramda mesailerin ödenmemesi, yemek hakları… Muğla Turgutreis’te bir mekânda çalışırken, 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin Sivas’ta milletvekili adayı olan patron bir gün beni yanına çağırdı, bir taraftan yemek yiyordu. Personelin günde yarım ekmek, ayda bir beyaz ve kırmızı et yeme hakkı olduğunu söyledi.
Bizim sektörde sürekli kasada eksik var denilip, bahşişlere el konulur. Site içinde kalıyorduk. Kapısı olmayan, ranzalı yerlerde kaldım. Gece 3-4 gibi iş bitiyordu, saat 09:00’da tekrar mekânı açıyordum. Günde 5 saat uyuyabiliyorsak uyuyorduk. Her işletmede param kalmıştır. 12 sene çalıştığım yerde tazminatım kaldı mesela.
Sendikasızlık bunların ilk nedeni. 14- 15 yaşındaki çocukların çalıştırıldığını da gördüm. Mülteciler, yabancılar zaten sigortasız çalıştırılıyor. Bodrum Bitez’deki bir iş görüşmesinde ‘Maaş vermiyorum, bahşişten ne toplarsanız’ denilmişti. Maaş vermeden nasıl çalıştırırsanız demiştim, ‘Benden çok kazanıyorlar, fazla fazla yetiyor onlara’ demişti.”
YUNUS BAŞARAN: STAJYERLERE ‘İSTEDİĞİMİZ GİBİ ÇALIŞMAZSAN STAJINI YAKARIZ’ DENİLİR

Türkiye İşçi Partisi Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi, aynı zamanda turizm sektöründe uzun yıllar çalışmış Yunus Başaran getirilen yasayla ilgili şunları söyledi:
“Bu insanlar normalde zaten günde ortalama 10- 12 saat çalışıyorlar. Normalde haftalık çalışma süresi 48 saat, turizm işçisi ise en az 72 saat çalıştırılır. Şimdi iyice zıvanadan çıkmış olacak.
Bir de turizm sektöründe antraktlı çalışma sistemi diye bir şey var. Örneğin 08:00’de işe başlıyorsunuz, öğlen 2-3 gibi gibi sizi üç saat molaya gönderiyorlar ve sonra geri gelip, tekrar çalışıyorsunuz. Turizm her anlamda sömürünün üst düzey olduğu bir yer.
Hoteller son dönemde çok fazla Kırgızistan’dan, Türkmenistan’dan insan çalıştırmaya başladılar. Diğer taraftan çok fazla stajyer çalıştırılıyor. Çünkü stajyerlerin maliyeti çok ucuz. Asgari ücretin üçte biri para alıyorlar. İnanılmaz bir staj sömürüsü var. Bir de çocuklara ‘İstediğimiz gibi çalışmazsan stajını da yakarız’ tehdidi yapılır.
Sadece bir tane sendika yetkili, o da Hak-İş’e bağlı OLEYİS. DİSK’in tüm Türkiye’de üye sayısı ise bin 500. 18 No’lu iş kolu; cafe, bar çalışanları, restoran çalışanlarını da kapsıyor. Buralarda sigorta diye bir şey yok zaten. Ağırlıklı olarak çalışanlar da üniversite öğrencileridir. Bizim sektör kayıt dışının en fazla olduğu alanlardan biridir. Dünyaca ünlü yemek zincirleri de buna dahil.”
SERHAT AVŞAROĞLU: BAZI HOTELLERDE YAPILAN YEMEKTEN YEMEK KOVULMA SEBEBİ

Türkiye İşçi Partisi Emek Çalışması’ndan Serhat Avşaroğlu, aynı zamanda aşçı. Manavgat, Kemer, Bodrum, Alanya gibi sezonu kısa olan şehir merkezinden uzak olan ilçelerdeki turizm işçilerinin çoğunun sezon içinde dört ay boyunca çift iş yaptığına dikkat çekiyor.
“Yani kış aylarına para biriktirmek için çalışırlar. Haftada bir izni de ortak güne denk getirip iki yerden de izinli olmaya çalışanlar vardır” diye anlatıyor.
Avşaroğlu da ucuz iş gücü ve daha fazla sömürü için Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan’dan taşeron şirketler aracılığıyla işçi getirildiğini söylüyor. “Bu da onları doyurmamış olacak ki böyle 11 gün meselesine gidiyorlar” diye ekliyor.
“Bizim örgütlenemediğimiz yerlerden biri mevcut Turizm Bakanı’nın hotelleri. Bütün bakanlar patron. Sağlık bakanı hastane sahibi, turizm bakanı hotel sahibi, sanayi bakanı fabrika sahibi. Böyle olunca da işçiler hakkında kararı patronlar veriyor. Sömürüyü göz göre yaptıkları bir noktaya geldik.
House keepingler (Oda temizlik elemanı), insan bedeninin dayanabileceği sınırları aşacak sayıda oda temizliyorlar. Hotellerde, özellikle 50- 55 yaşlarında kadınların koşuşturduğunu görürsünüz. Bu insanlar molalarında çalışmazsa işleri yetiştiremezler.
F&B departmanına (yiyecek ve içecek hizmetleri) geldiğinizde müşterilere yetişilemiyor, bu insanlar sigara içemiyor. Üç nefes çekip içeri giriyorlar ki yetişebilsinler. Sadece servis esnasında değil, onun bir de ön hazırlığı var.
Ben aşçıyım. Mutfak tam bir sömürü alanı. Mola yaptığınız zaman göze batar. Kameradan takip ediliyorsunuz. Bu ne demek ya? Bir aşçı, yemek molasına çıkamadığı için müşteriye yapılan yemekten kendine bir tabak aldığında problem yaşanıyor. Çoğu hotelde bu yasak. Bazı hotellerde bu o kadar katı ki, direk işten kovulma sebebi olarak gösteriliyor.
Şöyle bir anımı anlatayım size. 4-12 shiftinde (vardiya) çalışıyordum. Geldiğimde 8- 4 shiftinde çalışan arkadaşların aşırı yorgun olduğunu gördüm. Ne oldu diye sordum. ‘Kapının önündeki bankta yere izmarit atan birkaç arkadaş oldu, Müdür Bey bizim molalarımızı kaldırdı. 8 saattir hiç mola yapmadık’ dediler.
Yakın zamanda bir iş yerinden ayrıldım. İhbar tazminatım sendikacı olduğum için verildi. ‘Diğer arkadaşlar duymasın’ dediler ama hepsine söyledim.
Sektörün ehli olan insanlar bu çalışma koşullarında çalışmaktan yorulduğu için bıraktılar. Geriye stajyerler kaldı. Halbuki stajyerlerin görevi ustayı izleyip, bir şeyler öğrenmek ama stajyerler şu an en dipte çalışan kategorideler.
Bunların sebebi örgütsüz olmak mı diye sordunuz. 35 yaş altı sendikanın ne olduğunu hiç bilmiyor. 35 yaş üstü ise geçmişteki sarı sendika deneyimlerinden dolayı ‘boş ver, güvenilmez bu …’ diye düşünüyor. Ve sonuçta ezilen bizler oluyoruz.”
