CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarda ortak nokta: HTS kayıtları. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin Hüda Kaya kararı, CHP’li belediyelere yönelik operasyonların dayanağını tartışmalı hale getiriyor. Silivri’de tutulan GOP Belediye Başkanı Bahçetepe hakkında “içeriği belli olmayan HTS verileri” dışında somut bir delil bulunmuyor.
Filiz Gazi
19 Mart operasyonlarından sonra kimi CHP’li isimlerin rüşvet ve yolsuzluğa karışmadıklarının ispatı için neredeyse mahrem denilebilecek hayat koşulları kanıt gösterildi. “Evi bodrum kattadır”, “Arabası dahi yoktur”, “Yokluk içinde okumuştur” gibi…
Kıt kanaat yaşamak ayıp değil ama büyük olasılıkla çoğumuz, hayatımızın duygusal yorumlarla anlatılmasından hoşlanmazdık.
Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde tutulan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe de onlardan biri. Mütevazı hayatı hepimiz gibi. Kısaca, şatafat içinde yaşamayan milyonlarca insandan biri.
CHP belediyelerine yönelik yapılan operasyonlarda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “suç örgütü lideri” olarak tanımladığı iş insanı Aziz İhsan Aktaş’ın “etkin pişmanlık” ifadeleri temel dayanak gösterildi.
İddialardan biri, uzun yıllardır Hakan Bahçetepe’nin kullanımında olduğu öne sürülen bir araçla ilgili. Araç nereden geliyor derseniz… Aziz İhsan Aktaş’ın kardeşlerinin sahibi olduğu şirket, Beşiktaş Belediyesi ile pandemiden önce araç ihalesi yaptı. Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre, “Bilginay” adlı şirketin yetkilileri olarak Aktaş’ın kardeşleri Tekin Aktaş ve Ramazan Murat Aktaş görünüyor. Söz konusu araç ve başka bazı araçlar, ihale dışı tutularak farklı yerlerde kullanıma tahsis ediliyor. İddiaya göre, istenmesine rağmen araç geri verilmiyor.
Bahçetepe’nin avukatı Hasan Şahin’den aldığım bilgiye göre, araç CHP Gaziosmanpaşa İlçe Örgütü’nün kullanımına tahsis edilmiş ve pandemi dönemi dahil olmak üzere cenaze, düğün gibi ihtiyaç hallerinde belediyece kullanılmış. Yani kontak, ilçe binasının masasında; ihtiyacı olan aracı alıp kullanıyor.
Konuyla ilgili kolluk kuvvetlerine ifade verilmiş. Ancak sulh ceza sorgusuna sevk sırasında bu konuyla ilgili herhangi bir suçlama yöneltilmemiş. Çünkü ceza hukuku yönünden burada isnat edilebilecek bir suç tipi bulunmuyor.
Bu arada Bahçetepe, Ocak 2024 itibarıyla ilçe başkanlığını bırakıp belediye başkan adayı oluyor. Araç bu süreçte de ilçe örgütünün kullanımında.
Suç sevkine dayanak yapılan iddia ise kazı ruhsatına ilişkin yapılan bir başvuru için rüşvet alındığı.
Şubat 2024’te, yani AKP’li Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta döneminde, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük benzin istasyonu olduğu iddia edilen Elif LPG’nin sahibi Aziz İhsan Aktaş ile Gürkan Dölekli’nin Güven Asfalt şirketinin ortak kurduğu Güven Elif Otoyol İşletmeleri, Gaziosmanpaşa’da inşa ettikleri dev akaryakıt tesisi alanında kazı yapmak üzere BEDAŞ’a başvuruda bulunuyor.
BEDAŞ’a yapılan başvuruda 600 metrekareyi aşkın bir alan gösteriliyor. Dönemin müdürlüğü bunu uygun bulmuyor. Daha sonra aynı yer için bu kez 500 metrekarelik bir alan için başvuru yapılıyor.
Bu başvuru uygun bulunuyor. İlgili kurumdan olumlu görüş gelince dosya Mart ayında Hakan Bahçetepe’nin önüne geliyor.
Bu süreçte Bahçetepe 31 Mart seçimini kazandı. AKP’li Belediye Başkanı Hasan Usta ise yeniden sayım başvurusunda bulundu. Kazı başvurusu ise tam bu sıralarda, 1 Nisan gecesi alelacele meclise havale edildi.
Bahçetepe, 5 Nisan’da mazbatasını alıyor. Bu süreçte söz konusu dosya yazı işlerinde incelenip hukuk ve imar komisyonlarına gönderiliyor. Komisyonlarda üç AKP’li, iki CHP’li üye var. Belediye meclisinde ise 18 AKP’li, 3 MHP’li ve 16 CHP’li üye bulunuyor. Hem hukuk hem de imar komisyonları oy birliğiyle başvuruyu uygun buluyor. Meclis başkanının AKP’li olduğu oturumda da oy birliğiyle kabul ediliyor.
Yani özetle; kararı meclise havale eden eski belediye başkanı AKP’li, kararı imara uygun bulan komisyonlar AKP çoğunluklu, kararı onaylayan meclis de AKP çoğunluklu. Başvuru, 2024 Haziran ayı sonunda tamamen sonuçlandırılıyor.
Buraya dikkat: Aktaş, ilgili yer için verildiği iddia edilen 300 bin dolarlık rüşvetin Kasım ayında alındığını iddia ediyor. Yani olaydan yaklaşık 6 ay sonra…
Aktaş, Hakan Bahçetepe’ye verildiği iddia edilen 300 bin doların ortağı Gürkan Dölekli tarafından Özer Ayık’a teslim edildiğini öne sürmüştü. Parayı verdiği iddia edilen Gürkan Dölekli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ayrıca Aktaş’ın rüşvet iddiaları Gürkan Dölekli tarafından reddedildi.
Rüşvet iddiası olarak geriye kalan tek delil HTS kayıtları. Ancak konuyla ilgili soruşturma dosyasında baz istasyonu kaydı bulunmuyor. Bahçetepe’nin şu an tutuklu bulunmasına dayanak gösterilen tek veri, parayı teslim ettiği öne sürülen kişinin 14 Kasım’da Kapalıçarşı’da sinyal vermesi. Mahkemeye sunulan belgede, bu tarihte Dölekli’nin kızıyla Yerebatan Sarnıcı’nda olduğu beyan edilmiş. Bir diğer iddia da 22 Kasım’da Bahçetepe’nin Güven Elif Otoyol İşletmeleri civarında sinyal vermesi. Bu kadar…
Kısaca, rüşvet alınıp alınmadığını anlamak için HTS kayıtlarına bakılıyor. Çünkü başka türlü içinden çıkılamıyor. Hukukçulara göre, ceza hukukunda baz sinyali tek başına delil olarak kabul edilemez. Ancak video kaydı, ortam dinlemesi gibi başka delillerle desteklenirse yan delil olarak kullanılabiliyor.
Tam da bu günlerde Anayasa Mahkemesi, İstanbul’da terör iddiasıyla cezaevinde tutulan belediye başkanları ve Gezi eylemlerinden dolayı tutuklanan Ayşe Barım hakkında emsal niteliğinde bir içtihat kararına imza attı. Yüksek Mahkeme, “İçeriği belli olmayan HTS görüşmeleri tutuklama nedeni yapılamaz” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin içtihat niteliğindeki bu kararı, eski HDP Milletvekili Hüda Kaya hakkında verildi.
“Soruşturmada başvurucuyla ilgili HTS verilerinin de suçlama konusu yapıldığı anlaşılmıştır. Bu HTS kayıtlarının dokuz yıllık bir süreye ilişkin olduğu görülmüştür. Bu zaman zarfında bir siyasetçinin onlarca farklı kişi ile görüşmesi olağan bir durumdur. Pek çok kişinin çeşitli sebeplerle irtibat kurmak isteyeceği bir siyasetçinin kendisini arayan kişilerin kim olduğunu bilmemesi dahi mümkündür. Bu durumda somut olayın koşulları itibarıyla —içeriği belli olmayan— bu telefon görüşme kayıtlarının başvurucuya isnat edilen suçlar bakımından kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün görülmemiştir.”
Kaya, Kobani soruşturması kapsamında 1 Kasım 2023 tarihinde “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” ve “terör örgütü adına faaliyette bulunma” iddialarıyla tutuklandı.
Tutuklanma gerekçesi olarak, 2014–2023 yılları arasında hakkında terör kaydı bulunan 839 farklı kişiyle yaptığı HTS görüşmeleri gösterilmişti. Kaya, 25 Haziran 2024’te tahliye edildi; yargılama sonucunda da beraat etti.
NOW Haber’den Alican Uludağ’ın haberine göre Ocak ayından bu yana CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarda, HTS kayıtları nedeniyle tutuklu olan bir diğer isim Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan. Şahan, terör suçundan adli kaydı olan 90 farklı kişiyle yaptığı HTS görüşmeleri nedeniyle 23 Mart’tan bu yana tutuklu.
HTS kayıtları nedeniyle suçlanan bir başka isim de Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer. Özer, 12 yıllık süreçte hakkında terör kaydı bulunan 694 kişiyle yaptığı, içeriği belli olmayan görüşmeler nedeniyle cezaevine gönderildi. 14 Temmuz’da terör davasından tahliye kararı verilse de mali suçlardan tutukluluğu sürüyor.
Ayşe Barım ise Gezi soruşturması kapsamında “hükümeti devirmeye teşebbüs etmeye yardım” iddiasıyla 27 Ocak’tan bu yana tutuklu. Tutuklama gerekçesi de Gezi eylemleri döneminde bağlı olduğu oyuncularla yaptığı HTS görüşmeleri.
CHP’li Hakan Bahçetepe’nin 4 Haziran’dan bu yana süren tutukluluğu, HTS kayıtlarına dayandırılıyor. Ancak ne rüşvet parası bulunabildi ne de içerik tespiti yapılabilen bir görüşme var. Rüşvet alındığı öne sürülen tarihte belediye kararı henüz alınmamıştı. İddia, 6 ay sonra yapılan bir HTS kaydıyla desteklenmeye çalışılıyor.